Friday, March 7, 2014

TOEFL ne renk hocam?

TOEFL ne renk hocam?
Kırmızıdır evladım..

TOEFL diye bir sınav var, kimisinin öyle bir sınav olduğundan da  haberi yoktur, ama var öyle bir şey.  Bir çok nedenle girilir bu sınava; kimisi hazırlık sınıfını geçmek için, kimisi yurt dışında yüksek öğrenime başvurmak için, kimisi bir bursa başvurmak için, kimisi de İngilizce konusunda boyunun ölçüsünü görmek için..

Öncelikle şunu bilmek lazım. Bu sınav KPDS’ye falan benzemez, İngilizce bilmiyorsan sınav teknikleri bir yere kadar yardım eder. İngilizce bilmek gerekir hedef puanlara ulaşabilmek için. O yüzden hazırlık sınıfını okuldaki sınavlarla geçemediysen TOEFL ile zor geçersin. Zamanında öyle bir öğrencim olmuştu; Bilkent’in hazırlık sınıfını iki sene üst üste geçemeyince TOEFL ile geçmeye karar vermişti, yok olmaz o iş.

Neyse mevzuya gelelim, TOEFL nasıl bir sınav?
Ben sınava hazırlayan ya da hazırlanmış biri olarak değil, sınava hazırlanmadan girmiş biri olarak anlatacağım. Teknik olarak İngilizce öğretmeni olduğumu da düşünürsek TOEFL’da başarılı olmayı hesaplayan – İngilizce bilen, ya da sınava adam akıllı hazırlanacak olan arkadaşlarımın nasıl bir sınavla karşılaşacaklarını bilmesi için ayırdım bu vakti.
Bu sınavın yazılı hali de var, ancak bu metin bir çok kişi ve kurumun tercihi olan internet üzerinden yapılanı, IBT hakkındadır. Yazı içerisinde İngilizce terimler bulunmaktadır sonra neden böyle demeyin.

Bilgisayar başında gireceğiniz bu sınavda, bilgisayar kullanımına hazırlıklı olmanız gerek. Benim her ne kadar başıma gelmediyse bile, Türkiye’de sınava giren arkadaşlarımdan ses düzeneğinin sınav esnasından arızalanması, bilgisayarın sınav esnasında hata vermesi gibi sıkıntılarla karşılaşan arkadaşlarım oldu. Bu açıdan yapılabilecek çok fazla bir şey yok, ama eğer ETS ile irtibata geçerseniz, ve sınava girdiğiniz yer ETS tarafından teftiş edildiğinde hala bu sıkıntıları çözmemişse sınavı tekrardan ücretsiz girme şansınız olabilir. Bunun dışında sınava tekrar girmeniz demek tekrardan 185 dolar hacamanız demek. Sınava birden fazla kez gireceğinizi düşünüyorsanız, onunla ilgili de indirim seçenekleri var tabi. Bir de son dakikada sınav kaydı yapacak olursanız ödemeniz gereken 35 dolarlık ek bir ücret var.
Sınav esnasında karşılaşabileceğiniz tek sorun teknik aksaklıklar değil tabi ki de. Türkiye’de sınava girenler bu konuda daha şanslı olabilirler, ancak Amerika’da bu sınavı yapan merkezler aynı anda başka sınavları da yapıyorlar. Teknik olarak bu Türkiye’de de mümkün, ancak ETS tarafından yapılan GRE, Praxis, HiSET gibi sınavlar Türkiye’de yaygın olmadığından aynı anda sınava girdiğiniz kişiler de büyük ihtimalle TOEFL’a giriyordur. Dolayısıyla, Amerika’da sınava girenlerin karşılaştığı “sen dinlerken, ya da yazı yazarken bir başkasının konuştuğu” bir ortam yoktur genel olarak. Maalesef, bu konuda ETS tarafından sunulan bir çözüm bulunmamaktadır. Bu yüzden sınava Amerika’da giriyorsanız bu tür şeylere hazırlıklı olmanız gerek. Aynı anda sınava girdiğiniz odada yaklaşık 20 kişi oluyor ve her kafadan ayrı ses çıkıyor; curcunayı siz düşünün. Görevlilere şikayette bulunacak olursanız alacağınız cevap şudur:
“This is the characteristics of this exam; sorry.”

Şimdi gelelelim sınavın teknik detaylarına;
Sınav dört kısımdan oluşuyor. Sırası ile: reading, listening, speaking ve writing. Reading ve listenin’ten sonra 10 dakika ara var. Bu ilk kısım iki saat, sınav toplamda dört saat suruyor.
Reading:
Roman sayfası gibi düşünecek olursanız, her biri yaklaşık ikibucuk üç sayfa uzunlugunda, beş ya da altı paragraftan oluşan ansiklopedik bilgiler içeren dört beş adet metin okuyorsunuz. Her bir metin ile ilgili 11 ila 16 adet soru soruluyor. Sorular, okuduğunu anlama, kelimenin anlamini paragraftan çıkartıp başka bir kelime ile eşleştirme, paragrafın özeti olabilecek metni seçebilme, cümlede anlam karşılaştırma ve eşleştirme, ve metnin uygun yerlerine cümle ekleme becerilerini içeriyor.
Yazının tamamını okuyup cevaplayama kalkarsanız vakit yetmiyor. Soruların geldiği yerler soru sıralamasına bakılacak olursa yazının genel akışıyla aynı olduğundan paragraf okumayı geçip sorulardan başlamak zaman konusunda çok yardımcı olacaktır. Sistem yazının tamamını görmeden sorulara geçmenize izin vermediğinden, bütün yazıyı fare ile aşağıya kaydırıp, sorulara geç komutunu vermeniz gerekiyor. Her soru yazının belli bir kısmı ile ilgilidir; dolayısıyla soru geldiğinde ilgili kısım da yazının tamamıyla birlikte önünüzde olacaktır. Size gösterilen kısmı okumak soruyu ve cevabini anlamak için yeterlidir ancak emin olmak istiyorsanız öncesi ve sonrasına da bakabilirsiniz. Yine de bu önce ve sonrasını okumanın kafa karışıklığına neden olduğunu ve vakit kaybettirdiğini belirtmem gerekir.
Her bir soru için paragrafın bir kısmını okuduğunuzdan en son soruya geldiginizde yazının tamamını okumuş oluyorsunuz. Sorular metnin akış sırasına göre geldiğinden kafanız karışmıyor. Yani bir başından bir sonundan sormuyorlar. (En başta yazıyı kaydırırken başlığına bakmak ve yazıya hızlıca göz gezdirmek metnin konusu hakkında bilgi vereceğinden faydalı olacaktır.)
Listening:
Farklı konularda kaydedilmis beş ya da altı adet üniversite düzeyinde ders ya da günlük hayattan konuşmalar dinliyorsunuz. Her bir metinden on ila onbeş arası soru geliyor. Bu bir iş görüşmesi de olabilir bir ders te. Konuşma metinlerinin çoğu ders oluyor. Alelade bir konuda olabilir; mesela biyoloji dersi, ya da tarih dersi, ya da tıp dersi. Ders esnasında karşılıklı konuşmalar olabiliyor. Her bir metin yaklaşık dört beş dakika civarinda sürüyor. Bitince metin hakkinda sorular soruluyor. Soru sorulurken ilgili kısım tekrar dinletilebiliyor. Soruları dinliyorsunuz, yazılı olarak gelmiyor sorular; konusarak size soru soruyor. Bu cümlede ne demek istenmiştir?" "Burada ne oldu?" "Neden böyle bir cevap verdi?" "Bu soruya hoca nasıl cevap verdi?" tarzinda sorular. Tamamen dinlediğini anlama ile ilgili bir sinav. Soruların konuşma şeklinde gelmesi sizi endişelendirmesin; kolaylıkla anlayabileceğiniz bir dil kullanılıyor.
Speaking:
Size belli bir konu ve fikir veriliyor. Bu konu hakkında 15 saniye hazırlan, 40 saniye konuş deniliyor. Ya da bir konuşma ya da ders dinletiliyor. Dinledikten sonra bir paragraf okutuluyor. Dinlediğinle okudugun arasindaki farklar ya da benzerlikler nedir? 1 dakika içerisinde açıkla deniliyor. Bu tarzda beş altı tane soru cevaplıyorsunuz. Konuştuğunuz süre toplasanız beş altı dakika olmaz. Ama, konuşmanıza ne kadar anlam yükleyebiliyorsunuz, ne kadar düzgün konuşabiliyorsunuz, ona bakıyorlar.
Writing:
İki adet yazma konusu veriliyor. Birincisinde, karşınıza bir tezi savunan ya da bir fikir içeren bir cümle çıkıyor ve bu cümlede geçen fikirle aynı tarafta mısın karşısında mısın, nedenleri ile birlikte yazın deniyor. Burada, yazdıklarınızı destekleyebildiginiz ve neden sonuc ilkesine dayandırdığınız sürece iyi not alıyorsunuz; cümle ile aynı tarfta olmanız ya da karşısında olmamız önemli değil. Tabi ki  metin oluşturma, yazı yazma tekniklerine sadık kalmanız gerekiyor, giriş, gelişme ve sonuç şeklinde. Girişte kendi fikrini deklare edip, gelişmede örneklerde destekleyip tartışıyorsunuz. Sonuç kısmında asıl görüşünüzü tekrarlayarak örneklerini öne çıkararak yazınızı tamamlıyorsunuz. (Yazı yazma teknikleri tek cümlede ancak bu kadar anlatılır; daha fazlasına ihtiyacınız varsa, üniversite düzeyinde “technical writing” dersi almanızı tavsiye ederim) Metni yazarken kelime sınırı var; 300 kelime yaz diyorlar. Yazınızı yazarken yan taraftaki sayaç kelime sayınızı ve kalan vaktinizi gösteriyor.  280 325 arasi kelime bu metin için yeterlidir.
İkinci yazınızda uzunca bir metin okuyorsunuz. Sonra aynı konuda bir ders dinliyorsunuz. Benim girdiğim sınavlarda paragraf bir tez sunuyordu ve dinleme kısmı olan derste tez olarak sunulan her bir konu ile ilgili antitez sunuluyordu. Sizden paragraf ile dinlediklerinizi okuduklarınızla karşılaştırıp kendi görüşünüzü katmadan bir yazı yazmanız isteniyor. Yazınızı yazarken okuduğunuz metin de önünüzde olacak. Dolayisiyla o paragraftaki akışı takip ederek kolaylıkla yazabilirsiniz. Ancak her bir paragraftaki tez dinlediğiniz metindeki görüşlerle karlılaştırılmak zorunda. Sonra da karsilastirmalari kendi görüşünüzü eklemeden sonuca bağlıyorsunuz. Bu testte 500 kelimelik yazım sınırı var. 450 ila 550 kelime arasında yazmamız uygundur. Yazım kuralları, kelime sayacı ve zamanlama (otuz dakika) önceki testte de olduğu gibi geçerlidir.

Sonuç olarak TOEFL İngilizce bilen arkadaşlar için kısaca hazırlanılması gereken (bu yazıyı okumak yeterlidir) bir sınavdır. Sınav teknikleri ile geçmek hayalinde olanlar, bir an önce çalışmaya başlasınlar. TOEFL kırmızıdır, İngilizce bilen şarap gibi içer; bilmeyen... (siz doldurun)

Sevgiyle kalın,


Elvan